30 Mayıs 2015 Cumartesi

Doğum günümde...

Sessiz sedasız, neredeyse kimsesiz girdim yeni yaşıma.
Değiştim mi?
Hem de çok...
Anneyim ben artık.
Yitirdiğim yaşımda hayallerini kurduğum zirveyi yaşadım elhamdülillah.
Duygusaldım, daha da hassaslaştım.
Güçsüzdüm, pes etmemeyi öğrendim.
Bazen özgüven patlaması yaşarken, çaresizliğin ne olduğunu o hastalandığında öğrendim.
Allah'a gerçekten dayanmanın ne olduğunu bizzat tattım.
Yitirdiklerim oldu, evet.
Ancak öldüğümde kavuşacaklarım...
Hayatıma yeni girenler de oldu, kaybettiklerimin ertesi hafta hem de.
Ömrümün bana en çok şey katan yılıydı bu.
Uykusuzluğu öğrendim.
Bir poşet hışırtısına onunla dakikalarca gülmeyi...
Bir başkası aşı oluyor diye o sustuğunda bile ağlamaya devam etmeyi...
Uyandığımda, uykumda bile eşime onu tembihlediğimi öğrendim.
Kendi sığınmalarıma inat sığınak olmayı öğrendim.
İyilikten anlamayan, yaptığım onca yemeğe yönünü bile dönmeyen birine böyle tutulacağımı bilemezdim.
Yaşlanmaktan hiç korkmazken, irkildiğimi fark ettim.
Yalnızlığı öğrenmesini hiç istemedim.
Bir geline kına yakılırken onun kına gecesini düşünüp hisleneceğim aklıma gelmezdi.
Artık ayakkabıların, çantaların bir oyuncak kadar dikkatimi çekmediğini fark ettim.
Kimseyi uyuduğunda bu kadar özlememiştim...

...
...
...

Bu pek sevdiğim şarkı benden bana gelsin sevgili okur.
Hayırlı geceler.


28 Mayıs 2015 Perşembe

Yine geçti lale mevsimi...


"Yine geldi lale mevsimi."
Bu cümleyi kaç yıl ,kaç defa hasretle söylemişimdir bilemezsin sevgili okur.
İçimde hep bir İstanbul özlemi vardı.
İstanbul'a mektuplar yazar, sessizce boğaza bırakırdım.
Gözlerimi kapatır, İstanbul'u düşünürdüm.
Topkapı silueti, Galata kulesi, Salacak gözlerimin önünden geçer, Haydarpaşa garına karşı martılara simit atardım.
Kızkulesine karşı sıcak bir çay içerdim hayalimde.
İstanbul'u okurdum sayfa sayfa...
Bazen bir vapurdan manzaraya dalardım.
Fatih kedilerine ekmek yedirirdim.
En günahkar yanımla Eyüp Sultan'a sığınır, onun vesilesiyle arındığımı hissederek çıkardım yanından...
Rüyalarımda İstanbul'u görürdüm hep.


Bu laleyi Elazığ'da istanbul'un lalelerini sayıklarken 2010 yılında, lale mevsiminde hediye etmişti canım arkadaşım bana.
İliştirdiği notta Necâti Bey'in lalelerden dem vuran ezbere bildiğim gazeli vardı.
Nasıl da uğraşmıştım lalemin biraz daha geç solması için...
Sonra KPSS maceram...
Her fırsatta "Esra bir gün İstanbul'da öğretmen olacak." yazardım kitaplarıma.

Çok şükür, İstanbul'dayım.
Rabbim İstanbul'da bir çocuk dünyaya getirmeyi bile nasip etti.
Lale mevsiminde Emirgan'a lale seyrine gitmeyi bırak, lale soğanlarının toprağa gömülmesini bile gördüm yine doya doya.
O lalelerin soluşuna da an an şahit oluyorum.
Yine geldi de geçiyor lale mevsimi.

Rabbim, şükretmek için ne çok sebep var !

26 Mayıs 2015 Salı

"Biiiir tütü eteğim bile yok." demesin diye :)

Merhabalar sevgili okur,
Normalde bebeği olan anaların bu saatte uyuması lazım bence de öyle.
Uyku gözümden akıyor tabiri yerindeyse ama bugünkü yaptığım tütü eteği sana göstermeden yatmayayım dedim.
Az biraz da tarif edeyim belki senin de bir kızın vardır yapmak istersin.
Belki ilerde bir kızın olur o zaman yaparsın, ya da yeğenin falan vardır ne bileyim :)

Kristal tül, makas, lastik, mezura; lazım olan malzemeler bunlar.
Önce tülümüzü esneyen kısmı ene gelecek şekilde ayarlıyoruz.
Sonra 20 cm etek boyu olacak şekilde 2 ye katladığımız kumaşı (katlanmamış hali 40 cm)
 12şer cm aralıklarla kesiyoruz. 
(tercihen değişebilir)
Elimizde bir yığın şerit oluyor.
Bu şeritleri bel çevresine göre ayarladığımız lastiğe sıra sıra bağlıyoruz.
Miniğiniz benim kızım gibi size yardım ederse işiniz daha da çabuk bitiyor tabi !
Benim gibi lastik yerine toka kullanacaksanız tokanın kalan kısmından şerit geçirerek  kemer yapabilirsiniz.
Eteğimiz hazır.
İşte bu kadar :)









8 Mayıs 2015 Cuma

Sele vaaar, seeepet vaaar! :)

Merhabalar efenim.
Şalvar görünce aklıma hemen çocukluğumda mahallemize gelen Çinegeler gelir.
"Sele vaaar, seeepet vaaar!" diye bağırırlardı.
Yahut "Bohçaçı geldi hanııımmm! " :)
Herhangi bir evin kapısında bohçalarını açıverirlerdi.
Eğlenceli günlerdi vesselam...

Bu saatte kızıma şalvar diktim de oradan aklıma geldi bunlar.
Şalvarımızı da göstermeden yatmayayım dedim.
Üzerine beyaz tişörtle çok tatlı olur diye hayal ettim.
Meleğim güzel günlerde giysin inşallah.

Renkli rüyalar sevgili okur...

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Mamudo gurban niye doğdun?


Huuuuu sevgili okur,
Nasılsın?
İyi misin?
Beni soracak olursan yorgunluktan beli bükülmüş haldeyim.
1 Mayısta tatildi malum, o da cumaya denk geldi.
Şimdi sen merak etmişsindir beni ne yaptı o sürede diye.
/ Bütün işin bu zaten :P /
Cuma günü öğleden sonra Yalova'ya doğru yola çıktık.
Termal kaplıcası güzelmiş bir gidelim dedik.
Biz Yalova'ya gittiğimizi sanırken meğen Balıkesir'e gidiyormuşuz.
Hayır canım, yolu şaşırmadık.
Önce Yalova'ya gittik.
Gerçekten çok beğendik.
Oraya giderken yolda üniversiteden çok yakın arkadaşım rotamızı Balıkesir'e çevirmemiz vasile oldu.
Cuma gecesi arkadaşımda kaldık.
Cumartesi Manyas KuşCenneti ve Bandırmayı gezdik.
Gece 3tü evimize geldiğimizde.
Ufaklığı zar zor uyutup uykusuzluktan geberen ben cumburlop yatağa tabi.
/ Önceki gece de 4e yakın uyudu da benim cimcime/
Sabah 9da kalktık kızımla
Eşim de çok yorgun epey geç kalkacağını biliyorum.
Dedim ben şu buzdolabını bir temizleyeyim.
Başladım temizliğe.
O arada kahvaltı hazırladım, yaptık.
Sonra Hale'yi uyutup makinaya çamaşırlarımı asınca çeyrek yüz yıldır yıkamadığım balkonumu yıkadım.
Sonracığıma bebemiz uyanınca marketin yolunu tuttuk.
Bir yığın alış veriş...
Eve geldik.
Markette görüp "Bundan ne güzel turşu olur." diye aldığım karnıbahar, lahanaları temizledim doğradım.
Cam turşu kaplarıma yerleştirdim. 
Sıra geldi aldıklarımı yerleştirmeye.
Yavaştan başladım yerleştirmeye.
Bir yandan da akşama yemek yapmam gerekiyor.
Yemeği hallederken dolapta tadı değişmiş olan yoğurdu fark ettim. Kaynatıp peynire çevirdim.
Ayrıca bebişe de sebze çorbası hazırladım.
Biz yemeğimizi yerken o da yedi.
Tabi kafasına ayaklarına kadar sebze çorbasından nasiplenmiş bir kirpi kaldı elimde :)
E bu kirpiyi yumuşatmak lazımdı.
Suyunu hazırlayıp bıcı bıcısını yaptırdım.
Neyse ki uyudu.
Sonra çayımızı içtik eşimle.
Bulaşıkları topladım.
Çamaşır makinasına 2 defa çamaşır attım.
Buzdolabı temizliğine devam tabi.
Aldığımız yeni sütü kaynattım..
Yoğurdumu mayaladım.
O arada uyanan bebiş tekrar uyutuldu.
Şimdi yapacak iş kalmadı, boşluğa düştüm.
Deeermişşşim.
/ Bi ara da bu vardı :) /
Bildiğin göçtüm.
"Mamudo gurban niye doğdun?"  dediğini duyar gibiyim.
Şimdi bunlarıı sana ne kadar da becerikliyim demek için anlatıyorum sanma sayın okur.


Her gün böyle hırpalamıyorum kendimi.
Ne kadar öngörüsüzüm onu düşündüm.
Kıvamında yapsam da hayatın tadını çıkarsam fena mı olurdu.
Ben kendime yeni kararlar aldım, sen de al.
Bunları deneyeceğim bir süre, yaşam kalitemde değişiklik olacak mı merak ediyorum.
Mesela önce eşim ve çocuğum diyeceğim.
Onları mutlu etmek için daha çok çabalayacağım.
Bakalım neler değişecek?

Öptüm seni :*