11 Temmuz 2015 Cumartesi

Avarelik nedir bilir misin?

Merhaba sevgili okur,
Şu senin Nur Yerlitaş'ı tenkit ettiğimi sandığın bir yazım vardı hani hatırlıyor musun?
( -Ney? -Bunu da nerden çıkardım? )
Hani orada demiştim.
Duvarıma bir şeyler asacağım da birtürlü karar veremiyorum diye.
Karar verdim.
Çok iyi halt ettin dersin birazdan duvarıma ne alakasız şeyler astığımı görünce :)
İnstagram paylaşımlarına esir oldum napayım.
O girdabın içinde buldum kendimi.
Bebemi kaptığım gibi yalldır yaldır gittim Eminönü'ne
"Ana bunlar ne kadar da ucuzmuş." dedim aldım geldim polyesterleri.
Aklıma gelen renge de boyadım.
Uyumsuzluğun uyumunu yakalarım sandıydım.
Omadı pek.
Yine de kibarlığından iltifat edenler olmuyor değil.
Bu da benim tesellimoluyor :)
Bi bak bakalım sen beğenecek misin?

Hamiş: Bunları misafir  odama yapmadım tabi.
Hem çivi de çakmadım duvarlara merak etme.
Maliyeti de az sıkılınca değiştiririm hem.
Sonuç; yine ben haklıyım anacım :)

Öpücükler...

Bir gün gelecek hiç ağlamayacaksın


"İçinde her şey çiçek pıhtılarına dönüşecek
  Bir gün gelecek hiç ağlamayacaksın"


Onun annesi doğdu doğalı her anını ölümsüzleştirme çabasında değil belli.
Güzelim kalın telli saçları şefkatli bir kuaför koltuğunda, eline oyuncaklar verilerek, karşısında şaklabanık yapılarak kesilmemiş.
Ne anneannesi hırka örmüş o daha doğmadan, 
ne adı ayağa düşmemiş pahalı markalardan kaban alınmış kendisine.
Belki "merhametli" bir komşu evladının küçülenlerini vermiş.
Ana yüreği, kat kat giydirmiş verilenleri üzerine.
"Bu çocuk neden ağlıyor?" denilip de apar topar meşhur hastanelere götürülmemiş belli.
Doktor beğenmeyip bir diğerini denememiş anası.
"Bu gözlerin neye ağladın da bu kadar şişti yüreğimin can tarafı?" dememiş.
Bağrına basmış da bir gözyaşı da o akıtmış besbelli.
"İnsanlık nerede?" dememiş hiç, insanlığın olmadığını ezelden bilmiş o dudaklar.

Ben çok fazla ağlayan çocuk resmi gördüm sevgili okur.
Gördüm de sabahlara kadar uyuyamadığım çok oldu.
Ama ilk görmemin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen bu kare zihnimden silinmedi hiç.
Kimselerin elinden tutamadığıma, sarılamadığıma, yarasına pansuman olamadığıma bu kadar üzülmedim.
Bu kare her bakışımda feryad ettirdi bana
Yüreğimden bir parçayı daha söktü attı her kerre...

Bu kızcağız nerededir, bu fotoğraf nerede çekilmiştir bilmem.
Ömrü varsa genç kızlığa yanaşmıştır bu naz yapmaya kimsesi olmayan yavru.
Merak ediyorum.

Didem Madak resmin altındaki iki dizeyi sana yazmış olsun avuçlarından öptüğüm çocuk...
Ben de bu iki dizeyi sana duam yapayım.