29 Aralık 2015 Salı

Nesi yeni bu yılın ! / Tarık Tufan - Bir Adam Girdi Şehre Koşarak


  Filisinli hacılar evlerine mi döndüler ,bu mutluluk gösterileri neden? Gazete sayfasında uyuyukalan siyah çocuklardan biri mi uyandı yoksa?    
  Değilse, tüm bunlar, havai fişekler , süslü kıyafetler,  bunca renkli , albenili kutlamalar neden?
  Sanayi devrimi bitmediyse, kara kıtanın çocukları evlerine dönmediyse, Gazze' de sürtüp duran serseri duvar , defolup kendi cehennemine dönmediyse, bu yılın yeni olduğu yaygarasını koparan kim?
 
  Aslında Okuduğum kitaplardan bahsetmeye karr vermiştim.
Ama öyle güzel tevafuk oldu ki.
Ben Kendimi bildim bileli şu yılbaşı kutlama muhabbeti döner durur.
Hocalar her yıl yineler haram olduğunu.
Yalnız helal olsa kutlar mıydım, ben onu düşünüyorum.
Banane kuzum elin gavurnun bayramından?
Tüm sammiyetimle söylüyorum, şahsım adına tükettiğim zamana sevinecek bir işte bulunmadım.
Her yıl zafer sarhoşluğu yaşayan güruhun da elle tutulur bir mucitliğine tanık olmadım.
Hasılı zihnimde anlamlandıramadığım bir sosyolojik vaka bu kutlamalar.
Şunu da ilave edeyim ki hiç bir kutlama bana bu kadar itici gelmiyor.
Katılmadığım kişilerin yaptıkları güzel şeylere saygı duyarım lakin güzel bir şey görmediğimden saygı da duyamıyorum malesef.
Kimseye müdahale etmem, buna haakım da yok, haddimi de bilirim sevgili okur.
Işte böyle.

3 Aralık 2015 Perşembe

Kozalak Mantı

Merhaba sevgili okur,

Bilgisayarım bozulunca buralara uğrayamaz oldum.
Yazamamak kötü benim için.
Sık sık aklımdan geçtin.
Elime bir kağıt alsam, dedim bazen, sonra vazgeçtim.
Yazılı kağıtları düştü nasibime.
İnsanoğluyuz işte.
Birden seviniyor, kırılıyor, öfkenin dibine vurabiliyoruz.
Bende de öyle oldu.
Aklımdan geçeni bir kenara koyup ek fiilinden birleşik fiiline farklı fiil türlerini anlattım 
boğazım patlayana kadar.
Kendimi anlatmayı, insan türlerini irdelemeyi bir kenara bıraktım.
Koşuşturdum öylece.
Yiyip yiyip doymamaya başladım.
"Ah doğum kilolarını hemencecik nasıl verdin kuzum?" sorusunu bu aralar duymaz oldum.
Olsun, umrumda değil.
Hani bir aralar kendi kendime kararlar almıştım ya, uyguluyorum biliyor musun?
Bazı konularda önce kendi düşüncelerime saygı duymayı öğrendim.
Tecrube böyle bir şey işte.
Kazık yiye yiye kendine acıya acıya değerli olduğunu anlıyorsun.
Neyse
Zülfiyâre dokunmaya fena alıştım.
Kaptırmayayım kendimi.

Yeni bir mantı öğrendim.
Yenilerin deyimiyle kankam Neslihanla işe koyulduk.
Ne dersek diyelim, sonuç güzel oldu azizim :)
 
Yufkaları dolamak biraz zaman alsa da 
çok zor bir mantı olduğunu iddia edersem çarpılabilirim.
Allah muhafaza.






Tarife geçiyorum.
Yufka
Sıvı yağ ( kızartmak için)
Yoğurt
Sarımsak
Kıyma
Soğan
Salça
Baharat
Maydanoz

Yufkaları üçgen şeklinde 16 parçaya bölüyoruz.
Pipetle rulo haline getiriyoruz.
Kızgın sıvı yağda yufkaları kızartıyoruz.
Ayrı bir yerde az yağda soğanları pembeleşene kadar kavuruyoruz.
Üzerine kıymamızı ekliyoruz.
Kıymalar suyunu çekince salçamızı ekliyoruz.
En son tuz ve baharatları da ekleyip harcımızı kenara alıyoruz.
Üzerine dökeceğimiz yoğurda istediğimiz kadar sarımsak katıp hazır hale getiriyoruz.
Gerisi sana kalmış.
Bu aşamaya geldiysen malzemeleri fotoğraftaki gibi yaparsın bence :)
Haydi bakalım önce kim deneyecek?
"Ohooo bu mantıyı benim ninem de yapardı, ne denemesi?" diyeniniz varsa da ben şok, ben manşet :P

Sevgiler sevgili okur...