9 Ekim 2015 Cuma

Anekdarlar goltuğun altında galık !


Kendime çok yüklendim bu aralar sevgili okur,
Yaptığım hatalarda neredeyse parmağımla kendimi gösterip katıla katıla gülesim geliyor.
Ya da"Bi durup düşün yahu, sen ne yapıyosun?" diyesim...
Niye bu kadar dalgınım ben sahi?
İçimden konuşma halindeyim.
Uzun süredir okumayıp şimdi okuyunca mı böyleoldum acaba?
Geçen gün elimden bir kavanoz düşürdüm.
Kendimi -sabah namazına kalkamadığım için suçluluk haleti ruhiyesiyle - şöyle derken buldum:
"-Olsundu, haketmişti, düşmeliydi o kavanoz elinden.
Bugün işleri hiç rast gitmesindi."
Sonra dedim bismillah.
Anam kendi kendime roman mı yazıyom ben?
Başkahramanı da kendimim herhalde...

Her şeye birden koşturan ve arkasını döndüğünde beteriyle karşılaşan biri için bu ruh hali normal midir sevgili okur?
Mesela makinaya bulaşık yerleştirirken önce içinden Haleyi çıkarması gereken biri için, 
masanın üstündeki tabakları kaldırırken az önce süpürdüğü yerde kavrulmuş un savuran bir bebekle karşılaşan için,
ders anlatmaya çalışırken evde bıraktığı bebeğini düşünen biri için?



Ne kadar da hayatımı kaplamış bu bıcırık.
Çok şükür,binlerce şükür.
Rabbim sağlığını, ömrünü versin.
Bugün bir kez daha anladım da
Artık ben zamanı geçmiş,
biz zamanı da geçmiş hatta.
"O" zamanı başlayalı bir yıl olmuş.
Şimdiden kendi kararlarını kendi veren bir bebenin anasısın yavrum Esra.
O zihnini toplaman lazım.
Anekdar değil ya bu goltuğun altında galsın.
"Sizde kafa yok Abdulhamit'in fayton tekeri var." derler adama sonra.
Haydi bakalım mevsim sonbahar değil çocuk da yaparım kariyer de mevsimi.
Bürün başarılı işkadını havasına.

Topuklu ayakkablarımı kaldırdığım yerden çıkardım.
Bol bol ceviz pekmez de yersem oldu bu iş.

Bu nasıl bir post oldu böyle dostum ?
Anlamadım.

Öperim yine de ( :