28 Mayıs 2015 Perşembe

Yine geçti lale mevsimi...


"Yine geldi lale mevsimi."
Bu cümleyi kaç yıl ,kaç defa hasretle söylemişimdir bilemezsin sevgili okur.
İçimde hep bir İstanbul özlemi vardı.
İstanbul'a mektuplar yazar, sessizce boğaza bırakırdım.
Gözlerimi kapatır, İstanbul'u düşünürdüm.
Topkapı silueti, Galata kulesi, Salacak gözlerimin önünden geçer, Haydarpaşa garına karşı martılara simit atardım.
Kızkulesine karşı sıcak bir çay içerdim hayalimde.
İstanbul'u okurdum sayfa sayfa...
Bazen bir vapurdan manzaraya dalardım.
Fatih kedilerine ekmek yedirirdim.
En günahkar yanımla Eyüp Sultan'a sığınır, onun vesilesiyle arındığımı hissederek çıkardım yanından...
Rüyalarımda İstanbul'u görürdüm hep.


Bu laleyi Elazığ'da istanbul'un lalelerini sayıklarken 2010 yılında, lale mevsiminde hediye etmişti canım arkadaşım bana.
İliştirdiği notta Necâti Bey'in lalelerden dem vuran ezbere bildiğim gazeli vardı.
Nasıl da uğraşmıştım lalemin biraz daha geç solması için...
Sonra KPSS maceram...
Her fırsatta "Esra bir gün İstanbul'da öğretmen olacak." yazardım kitaplarıma.

Çok şükür, İstanbul'dayım.
Rabbim İstanbul'da bir çocuk dünyaya getirmeyi bile nasip etti.
Lale mevsiminde Emirgan'a lale seyrine gitmeyi bırak, lale soğanlarının toprağa gömülmesini bile gördüm yine doya doya.
O lalelerin soluşuna da an an şahit oluyorum.
Yine geldi de geçiyor lale mevsimi.

Rabbim, şükretmek için ne çok sebep var !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder