5 Nisan 2016 Salı

"Kış eyyâmı gidip bahar gelince / Açılır gafletten gözü dağların"


Gönül incelik istiyor değil mi sevgili okur?
Yoksa neden her şeyin naif olanına meyledilir?
Bir gülün bile değil midir goncesi makbul?
Dalın yeni filiz vereni,
Yağmuru yeni emen toprağın kokusu bile ayrı zevktir.
Tazecikse yapılan çilek reçeli,
 daha bir kalır dimağımızda tadı.
İnsandan konu açsam onun bile yavru halinin yeni doğmuşu makbul;
yenidoğan kokusu,
yenidoğan ağlaması,
yenidoğan bakışı...
Yeniyse giydiğin papuçlar çamura öyle pervasız basmazsın değil mi?
Gömleğin yeniyse, 
hele hoşuna gitmişse ruhuna bile yakışır...
Havanın bile kullanılmamışı evladır
Değilse yeni oksijen üretmiş ormanlara akın akın  gidilmezdi öyle ya!
Kırılmışsa tırnağın, yenilenmesini beklersin parmaklarını kaçırarak
Oturduğun koltuk yeniyse çay içerken daha bir kuvvetli tutulur fincan.
Sayayım mı?
Daha neler neler...

Biraz izin ver kendine
Bahar geldi biliyorsun değil mi?
Gözünün alabildiği ne varsa yenileniyor işte.
Sen kendini yenilenmez mi sanırsın?
O eski deriyi vucüdunda sabit mi sanırsın?
Yenileniyor,
Sen yenileniyorsun
Her şeyi yenisiyle değiştiriyor biri
Hem de sadece senin için,
seni çok sevdiği için.
Şükür ki sen de ou seviyorsun biliyorum.
Hissettim, şahit oldum sevgine.
Hissettin, şahit oldun sevgime.
Karşılıksız verene beraberce şükrettik.
Unutmayalım bu güzel baharı olur mu?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder